Kadınlar kimsenin ‘karısı’, ‘anası’ veya ‘hizmetçisi’ olmak zorunda değildir. KKTC Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal hakkında derhal işlem başlatılmalı ve tüm kamuoyundan özür dilemelidir.
(Lefkoşa, 13.01.2023) Bugün Kıbrıs gazetesinde çıkan haber ile kamuoyu gündemine gelen ve büyük tepkiler toplayan Ahmet Ünsal’ın cinsiyetçi ve heteronormatif açıklamaları kabul edilemez. Kadınlara ve çocuklara heteroseksüelliği, evliliği, toplumsal cinsiyet rollerini dayatan zihniyete karşı ‘’kadın, yaşam, özgürlük’’ diye haykırıyoruz ve Ahmet Ünsal hakkında soruşturma başlatılmasını talep ediyoruz.
9 Ocak Pazartesi günü Mağusa’daki Polatpaşa Camii’nde düzenlenen “İslam’da Evliliğin Eşlere Tanıdığı Hak ve Yüklediği Sorumluluklar” başlıklı seminerinde “eğitim” adı altında konuşma yapan Ahmet Ünsal’ın cinsiyetçi, homofobik ve çocuk haklarını ihlal eden konuşması hem onayladığımız uluslararası sözleşmelere aykırıdır hem de toplumsal cinsiyet eşitliğine zarar vermektedir. Bu konuda yetkililerin derhal soruşturma başlatması ve Ahmet Ünsal’ın görevden alınması gerekmektedir.
Ünsal yaptığı konuşmalarda hem kız çocuklarının küçük yaşlarda evlendirilmesini meşru kılmış hem de her kadına heteroseksüel olmayı, dolayısıyla bir erkekle birlikte olmayı, zorunlu kılmıştır. Unutulmamalıdır ki 18 yaşının altında her kişi çocuktur ve evlendirilmesi suçtur. Ayrıca her kadın evlenmek zorunda olmadığı gibi her kadın karşı cinsten hoşlanmak zorunda da değildir. Lezbiyen, biseksüel ve aseksüel kadınlar vardır ve hiçbir kadın kendi varoluşu için bir erkeğe ihtiyaç duymamaktadır. Kadınların bir eşya gibi alınıp satılmasını normalleştiren Ünsal’ın açıklamaları hem kadına yönelik şiddetin artmasına neden olurken, hem de kadınlara eşleri cinselliğe davet etti mi buyurmaları gerektiğini söyleyerek kadına yönelik cinsel şiddeti normalleştirmektedir. Medeni haklar başta olmak üzere, kadınların ekonomik, fiziksel ve cinsel tüm haklarını ihlal eden bu tarz açıklamalar ayrıca Din İşleri Başkanlığı’nın görevini suistimal ettiğini de göstermektedir.
Ayrıca bu açıklamalar, KKTC Meclisi’nin onayladığı Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) ve Evrensel Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu sözleşmelere göre toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve çocuk haklarını korumak tüm devlet kurumlarının sorumluluğundadır. KKTC Anayasası’na göre de “Din eğitimi ve öğretiminin Devletin gözetim ve denetimi altında yapılması” gerekmektedir ve her türlü öğretim ve eğitim etkinliğinin Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetim ve gözetimi altında olması gerektiği kuralı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın izni olmadan herhangi bir eğitim faaliyetinin başlatılamayacağı veya yapılamayacağını gösterir.
Son olarak da kadınların ve çocukların insan haklarını ve toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan herkesi ses çıkarmaya ve tüm yetkililerin bu sözler karşısında tepkisiz kalmayıp adım atmaya davet ediyoruz.