Helis Projesi

Helis Projesi’nin Altıncı Tematik Etkinliğinde Kıbrıs’ta LGBTi+ Bireylere Yönelik Nefret Suçları ve Cinsiyet Temelli Şiddet Tartışıldı

Kuir Kıbrıs Derneği, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Türk toplumuna Yönelik Yardım Programı altında finanse edilen ve Kuir Kıbrıs Derneği tarafından yürütülen Helis Projesi kapsamında düzenlenen altıncı ve sonuncu tematik tartışma etkinliği, “Cinsiyet Temelli Şiddet ve Nefret Suçları: Hukuki Reform ve Kesişimsellik” başlığıyla Yfantourgeio The Workplace’de gerçekleştirildi.

Etkinlikte, Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumlar, göçmenler ve İngiltere’den gelen bir katılımcının da bulunduğu topluluk üyeleri bir araya gelerek, LGBTİ+ bireylerin maruz kaldığı cinsiyet temelli şiddet ve nefret suçlarının yapısal ve kurumsal nedenlerini tartıştı. Katılımcılar, bu şiddet biçimlerinin hem kuzeyde hem güneyde kapsayıcı eğitim eksikliği, yetersiz hukuki koruma, ve kurumsal önyargılar gibi etkenlerle sürdüğünü ifade etti.

Göçmen katılımcılar, mülteci ve göçmen statüsünün LGBTİ+ bireyler açısından adalete erişimi nasıl daha da zorlaştırdığını somut örneklerle paylaştı. Etkinlikte, mevcut yasaların kesişimsel ayrımcılığı yeterince tanımadığı ve bu nedenle çoklu dezavantaj yaşayan bireyleri korumakta yetersiz kaldığı vurgulandı.

Cezai yaptırımların caydırıcılığı konusunda farklı görüşler dile getirilirken, katılımcılar sadece ceza ile değil, önleyici eğitim politikaları, hukuki reformlar ve toplum temelli çözümlerle ilerlenmesi gerektiğinde birleşti. Ayrıca, dini söylemlerin ve milliyetçi ideolojilerin şiddeti dolaylı olarak meşrulaştırdığı, hukukun ise bu söylemleri doğrudan değiştiremese de, nefret söylemine yasalar ve kamu kurumları üzerindeki yükümlülüklerle müdahale edebileceği konuşuldu.

Etkinlikte, onarıcı adalet yaklaşımlarının da şiddet mağdurlarının iyileşme süreçlerinde önemli bir rol oynayabileceği, ancak hukuki hesap verebilirliğin yerini almaması gerektiği belirtildi. Polis ve hukuk sistemine dair güvensizlik, her iki kesimden katılımcılar tarafından dile getirilirken, kurum içi önyargıların dönüştürülmesi için hesap verebilirlik mekanizmaları ve kapsayıcı eğitim programları önerildi.

Etkinlik, uluslararası insan hakları mekanizmalarının devletleri sorumluluk almaya zorlamadaki rolünü de gündeme taşıdı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, BM sözleşmeleri ve gölge raporların etkili araçlar olduğu vurgulandı.

Son olarak, sadece yasal düzenlemelere değil, topluluk temelli stratejilere, güvenli alanlara ve LGBTİ+ özneliğini güçlendiren süreçlere de ihtiyaç olduğu belirtildi. Etkinlik, LGBTİ+ bireylerin yalnızca görünür değil, karar alma süreçlerinde aktif özne olmalarının önemini vurgulayarak sona erdi.

Bu altıncı etkinlik, ACCEPT LGBTI ve Queer Collective iş birliğinde yürütülmekte olan, Helis Projesi kapsamındaki 6 tematik tartışma serisinin bir parçası olarak düzenlenmiştir. Etkinlik, Kıbrıs genelinde kuir topluluklar arasında ortak savunuculuk zeminlerinin oluşturulmasına katkı sağlamayı amaçlamıştır.

Comments are closed